Kapadokya'nın Tarihi
Kapadokya günümüzde hem yerli hem de yabancı misafirlerimiz tarafından çok fazla ilgi gören bir turistik bölgedir. Kapadokya bölgesi Nevşehir ilimizin sınırları içerisindedir. Göreme, Uçhisar, Avanos, Ürgüp, Ortahisar gibi ilçe ve kasabalar Kapadokya'yı oluşturan noktalardır. Kapadokya'yı gezerken tarihini de öğrenmek büyük bir önem tutar. Gelin bir bakalım Kapadokya'nın tarihi nerelere dayanır, nasıl oluşmuştur ve nasıl şekillenmiştir?
Kapadokya'yı oluşturan mağaralar ve peribacalarının oluşumu; 60 milyon yıl öncesinde gerçekleşen Erciyes Dağı, Hasan Dağı ve Güllü Dağı'nın volkanik patlaması sonucunda püskürttüğü lav ve küllerin bölgeye düşmesiyle başlamıştır.
Yeryüzünde oluşan yumuşak yapılı tabakalar yıllar boyunca yağmur, rüzgâr ve farklı hava olaylarının aşındırmasının etkisiyle peribacalarına dönüşmüştür. Kapadokya da ilk insanların yerleşimi ve yaşam alanı oluşu Paleolitik Çağ'a kadar dayanır. Bu dönem Paleolitik Çağ'ın içerisinde Yontma Taş Devri'ne denk gelmektedir. Yani Kapadokya'nın tarihi yaklaşık olarak 10 bin yıl kadar öncesine uzanmaktadır. Bölgede birçok göçebe topluluğun yaşamasının ardından yerleşik hayata geçen medeniyet Hititlerdir. Milattan önce 12. Yüzyılda Hitit devrinin kapanmasının ardından Asurlular ve Frigyalılar da Kapadokya bölgesinde yaşam sürmüşlerdir. Bölgenin hem topografik bir yapıda olması hem de Kızılırmak'tan dolayı bir su kaynağının varlığı büyük avantajlar sağlamıştır. Barınma alanları da kayaların ve mağaraların oyulması ve kolayca şekillendirilmesi sonucu oluşturulmuştur. Oymacılık faaliyetleri yıllarca ilerlemiş ve çeşitli amaçlarla kullanılan odalar, mezarlar, ticaret alanları, ibadethaneler vb. kompleks yapılar yeraltı şehirlerine dönüşmüştür. Günümüzde yeraltı şehirlerinin örneğini Derinkuyu ve Kaymaklı'da görebilmekteyiz. Kapadokya'nın çeşitli vadilerini, açık hava müzelerini, peribacalarını ve turistik alanlarını gezerken tarihsel bilgilerini de göz önünde bulundurarak bölgeyi tanımak daha kalıcı izler bırakabilir.